(Zamana zaman şayet derslerim erken biter ve işimde olmaz ise, Bartın İnkum’a gider; Şeref Amca ile Fatoş Teyze’nin kafesinde denize nazır bir masaya oturur ve okur-yazardım bir süre. Bir de her çıkışımda “yahu bari bu sefer güneşin batışını yakalayayım” derdim kendi kendime. Nerdeyse hiç yetişemedim güneşin batışına. Fatoş teyze de her seferinde “yahu hocam, yine kaçırdın güneşi” der ve benim adıma hayıflanırdı. İşte o gidişlerden birinde karaladığım şiirdir bu.)
Ne güneşin, umutlarıma doğduğunu gördüm
Ve ne de rüyalarımın mutlu yanlarına dokunduğunu
Her sabah yeni bir yalnızlığa gömüldüm
Görmedim hiç, umutlarıma kelebeklerin konduğunu
İşte olan oldu ve yine kaçırdım gün batışını
Çabalarım nafile! Takatsiz düşeceğim biliyorum
Özledim! Mutluluğa hasret bir kalp atışını
Şimdi ben, ay ışığıyla göz yaşımı siliyorum
Işığı yitirdim, sevdaya dair sözlerim sahipsiz
Deniz dalgalarına sitemler yolluyorum
Karanlığın dokunduğu yakamozlar kimsesiz
Gecenin en kasvetli alnından öpüyorum