İşte gidiyorum
Yüzümü çevirip düne
Zindanımı içip gidiyorum
Mutluluk biriktirmeden
Ve huzur çoğaltmadan doyasıya
Gözlerimi güneşe dikmeden
Ay ışığından sakınarak
Ve nisan coşkusunda
Gezinmeden sokakları
Islıklar çalmadan
Nağmeler mırıldanmadan
Gecenin çiğ düşen ortasında
Yüreğimizde alevler
Donmasın diye ellerimizi, ovuşturmadan
Şafak parıltılarının
Ufku yakaladığı tepelere varamadan
Seher rüzgarlarında serçelerle oynayamadan
Ve güneşe dokunamadan
Gidiyorum işte
Hayatın bütün yorgunluğunu
Ve ateş böceklerinin aydınlığını yüklenerek
Kimseye sezdirmeden
Kendimi ezdirmeden
Dostları bezdirmeden
Usulca sıvışarak
Gidiyorum kendimden