“ALNI SECDEYE DEĞEN İNSANLARDAN ZARAR GELMEZ” ARGÜMANININDAN DARBEYE YAKALANDIK!

Adam hasta! Öleceğim öleceğim demiş kimse inanmamış. Ve mezar taşına “Öleceğim öleceğim dedim inanmadınız. Aha ne oldu!” diye yazmışlar.

Şahsen bendeniz ve çevremde parmakla sayılacak kadar insan on yıllardır “Bunlar tehlikeli adamlarrrr, gayeleri din ve maneviyat değil” diye yüksek sesle anlatıp durduk. Lakin her uyarışımızda başımıza taşlar düştü. Bunlar tehlikeli derken elimizde açıkçası çok fazla karine yoktu. Fakat bu FETÖ/PDY terör örgütü mensuplarının iş yapma biçimleri ve davranış kalıplarını dikkatle incelediğimizde ve akıl süzgecinden geçirdiğimizde ortaya başka bir yargı çıkmıyordu. Neysi bu davranış kalıpları:

1.Namaz kıldıklarını bizim gibi dini hassasiyeti olan kişilerden dahi saklıyorlardı. Kendilerine de yahu arkadaş bu ülkede neden namazı bu kadar gizli kılarsınız. En fazla birileri size gerici der ve biraz da aşağılamaya çalışır. Hepsi bu diye açıklamaya çalıştığımızda genellikle sessiz kaldılar ve hatta hiçbir tepki vermezlerdi. Hafif gülümseyip geçerlerdi. Sanırım talimat Terörist Başından geliyordu ki hiçbir müzakere ve münakaşaya girmiyorlardı. Kimsenin namaz kılıp kılmadığı beni şahsen ilgilendirmiyordu. Lakin namaz kılan birinin de bunu gizli gizli yapması benim kuşkularımı artırıyordu bu çetenin mensupları nezdinde.

Yine de toplumun büyük ekseriyeti için nur yüzlü adamlardı bunlar! Çünkü Kainatın Şeytanı böyle emrediyordu onlara.

2.Bu ülkenin mütedeyyin insanlarının kimi insani hakları gasp edildiğinde bir tepki koyalım diye ortaya çıktığınızda bunların hiçbirini bu tepkilerin içinde göremezdiniz. 1980’lerde ODTÜ’de eğitim hayatımızı devam ettirirken başörtüsü yasaklamaları başladı. Kızlar üniversitenin önlerinde ağlayıp sızlıyorlardı. Dönemin gençlik grupları olarak “haydi çıkalım sokağa ve tepkimizi gösterelim” diye şiddete dayalı olmayan masumane ve haklı protestolar ve eylemler düzenledik. Sıhhıye parkında oturma eylemleri yaptık uzun süre. Haydi arkadaşlar, bu zulmü birlikte protesto edelim diye seslendirdik FETÖ/PDY terör örgütünün mensupları ile sempatizanlarına, sadece gülümser ve sessiz kalırlardı. Tepki vermezleri ve hiçbir zamanda bu tür eylemlere katılmazlardı.

Yine de toplumun büyük ekseriyeti için nur yüzlü adamlardı bunlar! Çünkü Kainatın Şeytanı böyle emrediyordu onlara.

3.Bunlar üniversitelerin dört yıllık okullarından mezun oldular. Ve birden duyduk ki Polis Akademisine başlamışlar. Mezuniyet sonrası Sivas’tan Ankara’ya ziyaretlerimizde aniden sokakta karşılaştık bunlara. ODTÜ’de aynı yurdun aynı odasını paylaştığınız insanlardı. Üzerinde polis üniforması var ama yine de selamımızı alır herhalde dedim. Elimi kolumu kaldırdım selam verdim. Beni ne gördü ve ne de sesimi duydu. Herşeye rağmen üzülmüştüm ve “……senin davana, bu ne menem davadır” diye iç geçirdim. Ve o kızgınlıkla ortak bir arkadaşımı aradım. Lan oğlum bu Ali var ya ahlaksız dedim. Yok öyle deme Ali iyidir dedi. Bu olaydan 22 yıl sonra o arkadaşım beni aradı ve dedi ki “Ali hakikaten senin dediğin gibi ahlaksızmış. Ne oldu dedim. On yıllar sonra e-posta adresini buldum. Kendisine bir e-posta gönderdim, “seni çok özledim, nerelerdesin nasılsın” diye. Cevap: Beni ne e-posta, ne telefon ve ne de başka yoldan kimse aramasın. Ben kimseyi tanımıyorum diye. Takiyye, saklanma, kamufle olma ve FETÖ/PDY mensubu olmayanlardan fellik fellik kaçmanın her türlü yolunu denediler.

Yine de toplumun büyük ekseriyeti için nur yüzlü adamlardı bunlar! Çünkü Kainatın Şeytanı böyle emrediyordu onlara.

4.28 Şubat sürecinde, terörist başı “başörtüsü furuattandır” açıklaması yaptığında o dönemde Marmara Üniversitesi’nde doktora yapıyordum. Enstitüye geldiğimde kızgınlıkla “vay şerefsiz adam” demişim. FETÖ üyesi veya diğer cemaat mensupları bana yüklenmişlerdi. Hocaefendi (‘) ye sen nasıl böyle dersin diye. Yahu arkadaş siz hiç okuyamıyor musunuz mesajın arkasında saklı gerçeği. Adam benim amacım din-iman değil diyor diye feryadı figan ettiysem de sadece susman zorunda kaldım. Beni kimsenin dini pratiği ilgilendirmiyordu. Ama Müslüman olduğunu söyleyen birinin dindeki bir hükmü teferruat sayması sadece patalojik aklın bir dışa yansımasıydı ve bunu kimse göremiyordu. Öyle ya, her gün Hz. Peygamberle görüştüğünü ve her şeyin kalbine ilham edildiğini söyleyen bir din aliminden neden şüphe etsinlerdi ki.

Yine de toplumun büyük ekseriyeti için nur yüzlü adamlardı bunlar! Çünkü Kainatın Şeytanı böyle emrediyordu onlara.

5.Ve yine 28 Şubat sürecindeyiz. Süreç BÇG eliyle ve bütün güçleriyle mütedeyyin insanları fişliyor ve sırf namaz ve abdestinden dolayı kurumlardan uzaklaştırıyor. Nasıl bir süreç ise FETÖ/PDY mensuplarına, sempatizanlarına ve onların kuruluşlarına hiç bir şey olmuyor. Tam aksine bu terörist yapının elemanlarının reytingleri yükseliyor. Sonra bir bakıyorsunuz, bugün ortalıkta FETÖ’ye küferederek gezen ünvanı Profesör olan insanlar o dönemin Tugay Komutanıyla kanka oluyor. Komutan bunları evlerinde ağırlıyor, Orduevinde yiyip içip keyif çatıyorlar. Ve sanırım bütün bu bukalemunlukları da dava (!) adına yapıyorlardı herhalde. Kısaca iyi adamlar karanlık işler çeviriyorlardı.

Yine de toplumun büyük ekseriyeti için nur yüzlü adamlardı bunlar! Çünkü Kainatın Şeytanı böyle emrediyordu onlara.

6.Evlerine gidip gelenler sadece FETÖ nün kitaplarını okuyordu. Başlangıçta Said-i Nursi’nin kitaplarıyla birlikte okuyorlardı. 1990’larda başlayan ikinci fazla birlikte sadece Kainatın Şeytanı’nın kitaplarıyla zehirlenmeye başlamışlardı. Yahu arkadaş neden Kuran okumuyorsunuz dediğimizde ise zaten onun sözleri Kuranın açıklaması şeklinde savunmalar yapıyorlardı. Kuran yoktu ve bunlar güya din adına sohbetler yapıyorlardı. Bu size anormal ve çarpık gelmiyor mu dediğim de birilerinin suratları sertleşiyor ve yüzlerinde bana duydukları öfkeyi hissediyordum. Çünkü bu tavrımla haşhaşın etkisini azaltıyordum belki de onlara göre.

Yine de toplumun büyük ekseriyeti için nur yüzlü adamlardı bunlar! Çünkü Kainatın Şeytanı böyle emrediyordu onlara.

Anlatacak o kadar çok hikaye var ki. O kadar çok yalan dolan var ki. O kadar fırıldak var ki. Rab’bim ömür verirse yine konuşuruz buradan ve kalemimizle. Ama kimseye iftira atmadan, karalamadan ve aklı selim ile. Bizler FETÖ/PDY mensuplarının yöntemlerini kullanamayız. Öyle yaparsak onlardan bir farkımız kalmaz ve aynı bataklığa sürükleniriz. Maazallah. Ve zaten o alçakların kirli yöntemleri bizlerin bünyesine uymaz, aykırı durur şükür.

0
Shares