(YILMAZ’IN ŞAHSINDA 3.KUŞAK GURBETÇİLERİMİZE ATFEN)
Paramparça hayatların
Kendinden uzak yaşamların
Ruhuma düşen hüznüydü Yılmaz
Bana kimse bir şey anlatmadı
Ne, “ne olduğumu”
Ve ne de
“Ne olmam gerektiğini” biliyorum
Böyle diyordu Yılmaz
Kıt kanaat Türkçesiyle
Ve ancak bakışları
“Bilmediklerimi ve bilmem gerekenleri bana anlatın” diyordu
Büyük bir depremin tam ortasındaydı Yılmaz
Sessiz çığlığıyla
Kurtarıcı bir elden merhamet bekliyordu
Malumat
Merhamet
Ve Şefkat
Başkalarından çok daha hızlı koşuyorum belki
Ve ancak
Ne oluyorsa
Geldiğim noktada oluyor
Kıyamet burada kopuyor
Neden burdayım
Nerede olmalıydım
İşte bunu bilmiyorum diyordu Yılmaz
İkinci oğuldu Yılmaz
Kurtuluşu,
Ya yedinci oğula yolculukta
Ya da yedinci oğulun yolculuğunda saklıydı
Ya da!
Yıkıntılar ortasında
Başka depremlerin
Artçısı olarak kalacaktı
Malumat
Merhamet
Ve şefkat
Kim bilir! Ne zaman kavuşacaktı